DEHB İle İlgili Merak Edilenler

DEHB semptomlarının yüzde 70-80’inin ergenlik döneminde ve yüzde 50’sinin yetişkinlik döneminde devam ettiği gösterilmiştir. Ergenlik döneminde hareketlilik azalmasına rağmen, dikkat eksikliği, öz kontrol ve dürtüsellik ile ilgili sorunlar büyük ölçüde devam eder. Aynı zamanda DEHB’nin neden olduğu sorunların devam ettiği anlamına gelir. Aynı zamanda yaşla birlikte kötüleşen davranışsal ve zihinsel sorunlar DEHB belirtilerinin şiddetini artırmaktadır.dehb nedenleri, dehb belirtisi, çocuklarda dehb belirtisi

Doktorlar nasıl teşhis koyar? Herhangi bir test yapıyor musun?

Bir çocuğun DEHB olup olmadığını anlamak için çocuk ve ailesi için psikiyatrik değerlendirme yapılır. Gerekirse okul ortamında belirtilerin varlığı veya sorun yaratıp yaratmadığı konusunda bilgi alınız. DEHB belirtilerini soran bir ölçek kullanabilirsiniz. Tanı klinik yargı ile yapılır. Bu değerlendirme, belirtiler hakkında ayrıntılı bilgi sağlar ve bunların çocuğun yaşamı üzerindeki etkisini inceler. Ek problemler veya ayırıcı tanı gerektiğinde tanıya yardımcı olması için zeka ve dikkat testleri istenebilir. Çocuk psikiyatristleri tarafından “klinik yargı olmadan tanı konulamaz”. Aileler, çocuğunun DEHB hastası olduğundan endişeleniyorsa, bir çocuk psikiyatristine başvurmak hem uygunsuz yaklaşımları hem de tedavide gecikmeleri önleyecektir.

Nasıl tedavi edilir?

Aileler, çocuklarının DEHB ile karşılaştıkları güçlükleri konuşarak, uyararak veya cezalandırarak cevap alamadıklarını gördüklerinde kendilerini çaresiz hissederler. Belirtilerin çocuğun yapısal bir özelliği olan DEHB’den kaynaklandığını ve tedavi ile düzelebileceğini öğrendiğinde rahatlar. DEHB, net bir teşhis ve tedavi gerektiren ve en önemlisi tedaviye iyi yanıt verilmesi gereken bir bozukluktur. Tanı konulduktan sonra tedaviye başlanır. Bu çocuklar zamanında karşılanmadığında günlük yaşamda, ilişkilerde ve öğrenmede sorunlar yaşarlar. Başlangıçta çevik, hareketsiz oturamayan, dikkati dağılmış, sabırsız çocuk; akademik performansın yanı sıra aile ve arkadaşlık ilişkilerinde de sorunlar yaşamaya başlar. Bu çocuklara okulda etiket deniyor ve okulda başarılı değiller. Bazen okulda istenmeyen çocuklar olabilirler. Bu durumda tedaviye hızlı bir şekilde başlanmalı ve çocuğun okula uyum sağlamasına ve başarılı olmasına yardımcı olacak uygun destek programları düzenlenmelidir. Tedaviye erken başlandığında okul performansında, uyumda ve ilişkilerde sorunlar ortaya çıkmadan müdahale edilir. Tedaviye başladıktan sonra çoğu çocuk iyileşme yaşar. Semptomlar çok az sayıda grupta devam ederse, ek tedavi ve destek seçenekleri ile bunları iyileştirmeye çalışılır. Örneğin DEHB’li çocuklar, dikkat dağınıklığı nedeniyle okulda performans göstermekte güçlük çekenler, tedaviden sonra odaklanmalarını ve okul performanslarını geliştirirler. Okulda, arkadaş ve aile ilişkilerinde davranış sorunu yaşayanların uyumları artar ve sorunları giderilir. Özellikle ergenlik döneminde, okul sorunları dramatik bir şekilde tırmandı ve okuldan dışlanma riski altındaki çocuklar öncelikle okula tedavi ve destekle devam etmelerini ve uyum sağlamalarını sağlamaya odaklanıyor. Davranış sorunları azalan ve uyumu gelişmiş çocuklar, sonraki süreçte akademik beceriler açısından destek alırlar.

Tedavi sırasında ilaç kullanmak gerekli midir?

DEHB’nin en önemli nedeni ebeveynlerden genetik geçiş ve çevresel faktörlerdir. Bu bozuklukta, beynin dikkat, dürtüsellik ve hareketlilik ile ilişkili alanlarında yapısal ve işlevsel farklılıklar tanımlanmıştır. Bu nedenle, DEHB nörobiyolojik bir bozukluktur. Tedavide kullanılan ilaçlar dikkatimizi, hareketliliğimizi ve dürtüselliğimizi düzenleyen sistemlerdeki normal farklılıkları geri getirmeyi amaçlar. Bu nedenle tedavide ilaçlar kullanılır. Bu tedavi ile hiperaktivite, dikkat ve dürtüsellik ile ilişkili semptomlar düzelir.

DEHB’li çocuğu olan ailelere ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz?

DEHB’li çocuğu olan ailelerin yapacakları en önemli ve ilk iş, çocuklarının özelliklerini öğrenmektir. Ebeveynler, çocuklarındaki DEHB belirtileri nedeniyle günlük yaşamda zorluk yaşamaktadırlar. Çocukları uyarma, gelişimsel alışkanlıklarını cezalandırma (çok konuşma, sabırsızlık, kaygı, ödev yapma isteksizliği, dikkatsizlik) ve olumsuz geribildirim gibi tutumlar geliştirirler. Çocuklarla etkileşimleri ve ilişkileri bozulur. Bu nedenle ailelerin çocukların özelliklerinin ve günlük yaşama yansıyan güçlüklerinin farkında olmaları, esnek olmayı ve hangi durumlarda profesyonel destekle sınır koymaları gerektiğini öğrenmeleri, doğru tutum geliştirmeleri, sorunlu davranışlarla nasıl başa çıkacaklarını öğrenmeleri ve problem çözme becerilerini geliştirmek. DEHB tedavi edilebilen ve çözülebilen bir bozukluktur.

Çocuklara Hayır Deyin!

Çocukların kendilerini güvende hissetmeleri için sınırlar belirlenmelidir. Çocuklar sınırların belirlendiği bir ortamda kendilerini daha huzurlu hissederler.

Çocuklara hayır demek ne anlama gelir?

Çocuklara hayır dediğimizde onlara sınır koymaktan bahsediyoruz. Sınır koymak, çocukların kendilerini güvende hissetmeleri için ihtiyaç duydukları temel taşlardan biridir. Bu nedenle çocuklar gerekirse kısıtlanmalıdır.

Çocuklara hayır derken nelere dikkat etmelisiniz?

Ailelerin çocuklara sınır koyarken bazı konulara dikkat etmesi gerekiyor. Ailelerin dikkat etmesi gereken konular aşağıda sıralanmıştır:çocuklara neden hayır denilmeli, çocuklar ve hayır deme, çocuklar hayır ile büyütülmeli

Çocuğun ihtiyaçlarının farkında olun. Unutulmamalıdır ki, çocukların herhangi bir davranışının temelinde ihtiyaç vardır. Bu nedenle çocuğun neden böyle davrandığı anlaşılmalıdır.

Çocuğun duyguları görülmeli ve kabul edilmelidir. Ses tonu, beden dili, konuşma ve şefkatli davranış yoluyla duygunun görünür olduğu ve kabul edildiği gösterilmelidir.

Şiddete başvuran ya da eşyalarını fırlatan çocuklar sakinleşene kadar kucaklanmalı ve hoş karşılanmaları sağlanmalıdır.

Kuralları belirlerken komut önerilerine öncelik vermemelisiniz. Emir cümleleri yerine çocuğun seçebileceği ve yaşına uygun olduğu seçenekler ve kurallar konulmalıdır. İki seçenek için çocuğa bir seçeneği seçtiğinde sonucun ne olacağı ve diğer seçeneği seçtiğinde sonucun ne olacağı söylenmelidir. Böylece çocuk bir seçeneği olduğunu ve hayatında kontrol edebileceği alanlar olduğunu hissedecektir.

Kurallar listesi çocuğun yaşına göre yapılabilir. Kurallara uyulmazsa ne olacağı bu listeye yazılabilir.

Aileler için nasıl reddedileceklerine dair ipuçları

Ebeveynler çocukları için sınırlar belirlerken onların ne olduklarını netleştirmeleri gerekir. Çocukları için sınır koymanın öneminin farkında olan aileler, çocukları ile daha tutarlıdır.

Çocuğa sınır koymak, acımasızlık, vicdansızlık veya kötü niyet anlamına gelmez. Aksine çocuğun güvenli bir ortamda büyümesi ve günlük yaşamın kurallarına hazırlıklı olması gerekir.

Sınır koymak, bir çocuğun hayatına son vermek anlamına gelmez. Aksine, çocuğun yeni çözümler bulmak için akıl yürütmesi gerektiğini öğretir.

Sınır koymanın bir başka faydası da çocuğunuzu her durumda, olayda ve zamanda istedikleri şeye hazırlamaktır.

Çocuğun yaşına ve konumuna göre net sınırlar belirlenmelidir.

Sınırların konulmasının nedeni çocuğun boyuna yaklaşılarak ve gözlerinin içine bakılarak açıklanmalıdır.

Kısıtlamanın nedeni çocuğun yaşına göre belirtilmelidir.

Sakin kalmalısın.

Ebeveynler kurallara açık ve tutarlı bir şekilde uymalıdır.

Ebeveynler kurallarda farklılık göstermemelidir.

Bazen esnek kullanılabilir, ancak bu gerilmenin nedeni çocuğa açıklanmalıdır ki çocuk ailenin tutarsız davrandığını düşünmesin.

Sınırlar belirlenirken çocuğun isteklerinin kabul edilmeme nedeninin yanı sıra gerekçesi de çocuğa açıklanmalıdır.

Bir çocuğun ağlaması kuralların çiğneneceği anlamına gelmemelidir. Ağlayan çocuğa ses tonu, beden dili, sohbeti ve şefkatli bir tavırla gösterilmelidir.

“Hayır” kelimesi yerine alternatif cümleler kullanılmalıdır. Çocuk alternatiflere yönlendirilmelidir.

* Bu yazıda bazı cümlelerde sınır koymak, ailelerin çoğu zaman “hayır” dediği için sınır yerine “hayır” olarak yazılmıştır.

Kadınlar İçin Yararlı Besinler

Beslenme, sağlıklı bir yaşam tarzının en önemli unsurlarından biridir. Tüketilen yiyecekler; Besin değeri, kalori, vitamin ve mineralleri güçlü bir bağışıklık sistemi için çok önemlidir.

Sağlıklı ve fit bir vücuda ek olarak, daha sağlıklı ve daha uzun bir yaşam için hormonal dengeyi korumak, dengeli beslenmek ve düzenli egzersiz yapmak gerekir. Kadın ve erkekte farklı anatomik yapıların ve hormonal sistemlerin bulunması bazı farklılıklara yol açar. Doğurganlığın bir fonksiyonu olarak…kadınlara faydalı besinler, kadınlar neler tüketmeli, kadınlara fayda sağlayan besinler

Gıda; Metabolizmadan bağışıklık sistemine kadar etkili olabilir. Vücudun görevini sağlıklı bir şekilde yapabilmesi için günlük olarak ihtiyaç duyduğu bazı besin değerleri vardır. Bunları düzenli olarak tüketmeye çalışmalıyız.

Yemek planınıza ekleyeceğiniz birkaç besin ile hem hormonal sorunları hem de sindirim sisteminde oluşabilecek sorunları önleyebilirsiniz. Enerjinizi artıracak, kendinizi daha mutlu ve sağlıklı hissettirecek ürünler arıyorduk.

Kadın sağlığına iyi gelen ürünler;

Domates… Vücudun enfeksiyonlara karşı direncini artırmaya yardımcı olan domates, aynı zamanda zengin bir antioksidan kaynağıdır. Yaşlanma karşıtı olan domates, düzenli tüketildiğinde kansere karşı da koruyucu bir besindir. Kolesterolü dengelemek, cildi korumak ve tansiyonu düşürmek için yaz mevsiminde bolca domates yenilmelidir. Yazın pişirildiği için kışın sofraya koymamanızı öneririz.

Havuç… Beta-karoten içeriğiyle bilinen havuç, sağlıklı beslenmek isteyenlerin tüketmesi gereken besinlerden biridir. Beta-karoten vücutta depolanabilen ve gerektiğinde kullanılabilen önemli bir maddedir. Günlük yemek planınıza havuç ekleyip düzenli olarak tüketirseniz; İltihap, enfeksiyon, astım ve kanser gibi hastalıkların oluşmasını engellemiş olacaksınız. Hücreden hücreye iletişimi güçlendirerek göz ve dudak bakımında etkili olan havuç, kadınların hormonal yapısı için de faydalı olan bir besindir.

Ceviz… Uzun ve sağlıklı bir yaşam için yenilmesi gereken ceviz, somondan daha fazla omega-3 içerir. Enfeksiyonu gideren, kalbe ve şeker hastalığına karşı koruyan, bağışıklık sistemini güçlendiren ceviz; Ayrıca göğüs, kolon, Parkinson ve Alzheimer gibi hastalıklara karşı koruyucu özelliği vardır.

Yaban mersini… Güçlü bir antioksidan kaynağı olan yaban mersini günde bir tabak yemeyi alışkanlık haline getirirseniz çok daha sağlıklı ve uzun bir yaşam sürebilirsiniz. Sindirim sistemini düzenleyen, şekeri dengeleyen ve kalp hastalıklarına karşı koruyan yaban mersini, hafıza sorunlarına karşı da etkilidir. Dondurularak ve kurutularak yenebilen yaban mersini, kadın sağlığı üzerinde de olumlu etkiye sahiptir.

Sarımsak… Doğal bir antibiyotik olarak bilinen sarımsak, birçok kanser türünü önler. Sarımsak; Vücuttaki bakteri ve parazitlere karşı korur ve antiseptik özelliğinden dolayı salgın hastalıklara karşı çok etkili bir savunmadır. Sağlıklı bir yaşam tarzı sürmek için metabolizma ve bağışıklık sistemi üzerinde olumlu etkisi olan sarımsağın düzenli olarak tüketilmesi gerektiğini bilmeliyiz.

Yumurta… Protein açısından zengin olan yumurta, demir ve çinko gibi önemli mineralleri içerdiğinden oldukça sağlıklıdır. A, D, E ve B vitaminlerini içerdiği için kadın sağlığı için de iyidir. İyi bir protein kaynağı olan yumurtayı her gün kahvaltıda yemeyi alışkanlık haline getirmelisiniz.

Ispanak… Bağışıklık sistemini güçlendiren ıspanak, sağlıklı bir yaşam tarzı sürmek isteyenler için atılmaması gereken bir besindir. Sağlıklı ve lezzetli bir kahvaltı için ıspanak salatası yapabilir, yemek olarak pişirebilir veya yumurta kırabilirsiniz. Yeşil yapraklı sebzelerden biri olan ıspanak, yağ ve kalorisi düşük, lif ve demir açısından zengindir. Bu nedenle kadınların düzenli olarak tüketmeleri önerilir.

Emziren Annelere Altın Öğütler

Anne ve çocuk arasındaki duygusal bağ, çocuğun sağlıklı gelişimine büyük katkı sağlar. Emzirme seansları bu konuda önemli bir rol oynamaktadır. Çünkü emzirme anları, bebeğin rahatladığı, kendini güvende hissettiği ve annesiyle güçlü bir bağ kurduğu en özel anlardır. Emzirme anlarının her anlamda tatmin edici olabilmesi, emzirme tekniklerinin bilinmesine ve uygulanmasına bağlıdır.

Yenidoğan ilk kez ne zaman emzirilmelidir?

Bebek doğduktan sonra ilk yarım saat anne sütü ile beslenmelidir. Bu şekilde bebek beslenecek ve anne yeni süt üretecektir. Sanılanın aksine anne sütünde eksiklik yoktur. Bununla birlikte, yanlış uygulama annenin süt üretimini azaltabilir. Doğal bir süreçte her bebek emme yeteneği ile doğar. Doğru emzirme yöntemleri kullanıldığında bebekler için en değerli besin olan anne sütü anneden bebeğe taşınır.bebek emzirme, bebek emzirmede dikkat edilmesi gerekenler, bebek nasıl emzirilir

Emzirme döneminde bebeğe nasıl davranılmalıdır?

Emzirme döneminde bebeğinizi kucaklamanın birçok yolu vardır. Kullanılan besleme pozisyonu ne olursa olsun bebeğin başı ve gövdesi memeye doğru çevrilmeli ve memeye önce çeneye değecek şekilde memeye yaklaştırılmasına yardımcı olunmalıdır. Bebeğin ağzı tamamen açıkken meme başı üst damak ile aynı hizada olmalıdır. Bebek ağzını geniş açabilmeli ve göğsünün karanlık kısmını ağır bir şekilde alabilmelidir.

Sarılma tekniği:

Bebeği anne kucağındaki yastığa koyun. Bebeğin başı annenin elinden kaldırılmalı ve bebeğin poposu desteklenmelidir. Çocuğun vücudu tamamen anneye dönük olmalıdır.

Ters sarılma tekniği:

Prematüre bebekler veya kavrama problemi olan bebekler için uygundur. Bu pozisyonda çocuğun kafasının kontrolü daha kolay olacaktır. Bebeğin karnı rahme doğru çevrilmeli ve anne elini başının, boynunun ve omuzlarının etrafına koymalıdır. Göğsünüzü tutmak için diğer elinizi kullanın.

Koltukaltı tekniği:

Bu sezaryen sonrası kullanılabilecek bir yöntemdir. Hamile ikizler ve iri göğüslü anneler, düz çökük meme ucu olan anneler ve tutunmakta zorlanan bebekler için uygundur. Bebeğin vücudu koltuk altına yerleştirilir ve baş ve boyun bir kolla desteklenir.

Sabit emzirme tekniği:

Karın karnına değecek şekilde bebeğinizle yatağa yatın. Bebeğin sırtını elinizle destekleyin. Bebek yakındaki memeden emmeye başlar.

Emzirme için öneriler

Emzirmeden önce eller iyice yıkanmalıdır.

Meme uçları steril ılık su ile silinerek temizlenmelidir.

Anne rahat bir yerde ve rahat bir pozisyonda oturmalıdır.

Bebeğin altı temiz olmalıdır.

Emzirmeden sonra bebeğin burnunun açık kalmasına özen gösterilmelidir.

Emerken meme başı ve etrafındaki karanlık alanın çoğu bebeğin ağzında olmalıdır.

Emzirme sırasında her iki meme de boşaltılmalıdır. Boşalma için ortalama 10-15 dakika emzirme yeterlidir. Ancak anne göğsünde kalma süresi çocuğun inisiyatifine bırakılabilir.

Bebek erken doğmuşsa ve iyi emziriyorsa, kalan süt sağılmalı ve boşaltılmalıdır. Memede kalan süt de süt üretimini engeller.

Bu hassas dönemde anne stresten uzak durmalı ve yeterince dinlenmelidir.

Anne, kullandığı ilaçlara dikkat etmeli ve doktoruna danışarak bebeğe zararlı olabilecek ilaçları kullanmayı bırakmalıdır.

Bir bebek doğduğunda günde ortalama 8-12 kez anne sütü ile beslenir. Daha sonra 6-8’e kadar düşebilir. Bebek istediği zaman emzirilmelidir.

Çocuk Tuvalet Eğitimi Hakkında Bilmeniz Gerekenler

Tuvalet eğitimi, bir çocuğun gelişiminde önemli adımlardan biridir. Her ebeveyn, çocuğunun bebek bezlerinden olabildiğince çabuk ve rahat bir şekilde kurtulmasını ister. Tuvalet eğitimi önemli olduğu kadar hassastır. Çocuğun tuvalet eğitimi sırasındaki hazır bulunuşluğu, tutumu ve ebeveyn tepkisi çocuğun sağlıklı sürecini ve psikolojisini doğrudan etkileyecektir.Tuvalet eğitimi, çocuklarda tuvalet eğitimi, çocuklara tuvalet eğitimi verme

Tuvalet eğitimi için en uygun yaş nedir?

Bir çocuğun bebek bezi yerine tuvaleti kullanmaya başlaması için birden fazla alanda hazır olması gerekir. Bu alanlardan ilki fiziksel gelişimdir. Bağırsak ve mesane kasları gelişmeli ve çocuk tuvaleti tutmak için gereken kasları kullanabilmelidir. Çocuk yürüyebilmeli ve oturabilmeli, iç çamaşırını ve pantolonunu kendi başına giyip çıkarabilmelidir.

Dil gelişimi de çok önemlidir. Çocuk, ihtiyaçlarını birkaç kelime veya beden dili ile açıkça ifade edebilmelidir. Tüm bunlara ek olarak sosyal gelişim ve psikolojik hazırlık da dikkate alınmalıdır. Çocuğun benlik algısını geliştirmesi, çevresiyle iletişiminin yoğun olması, bakıcıdan bağımsız hale gelmesi için önemlidir. Çocuğun vücudunu ve onun sinyallerini bilmesi de önemli bir kriterdir. Bir çocuk tuvalete gittiğinde, vücudunda hangi semptomların ortaya çıktığını fark edebilmeli ve anlayabilmelidir. Tüm bu alanlarda gelişim ve olgunlaşma iki yaş civarında gerçekleşse de her çocuğun gelişimsel ilerlemesi farklıdır. Bu durumda bazı çocuklar iki yaşından önce tuvalet eğitimine hazır olabilirken bazıları iki yaşından sonra hazır olabilir.

Çocuğunuzun tuvalet eğitimine hazır olup olmadığını nasıl anlarsınız?

Tuvalet eğitimine başlamak için, çocuğun hazır olduğuna dair sinyallerin yanı sıra çeşitli gelişim alanlarındaki olgunluğu da izlemelisiniz. Herhangi bir nedenle tuvalet eğitimine hazır olmayan bir çocuğu bunu yapmaya zorlamak, çocuğun psikolojik sağlığı açısından sakıncalı olacaktır. Çocuğun farklı davranış ve becerileri, ebeveynlerin çocuklarının tuvalet eğitimine hazır olup olmadığını anlamalarına yardımcı olur:

Bezi kirliyken rahatsız oluyorsa,

Kaka yaptığını veya yazdığını söyler ve temizlemek isterse,

Bezini çıkarmaya çalışıyorsa ve bezi giymekten rahatsız oluyorsa,

Saklanırken tuvaletini yaparsa,

Bebek bezi bir veya iki saat temiz kalırsa,

Düzenli bir bağırsak hareketiniz varsa

Bir ila iki adımlık talimatları izleyebiliyorsa,

Tuvaleti nasıl kullanacağını merak ediyorsa, evdeki insanları tuvalete giderken gözlemlemek istiyorsa,

Pratik bir tuvalette tuvaletini yapacak ve kendi başına kalkacak kadar uzun süre oturabilir

Pantolonunu indirip kendi giyebilirse,

Tuvalete gittiğinde vücudunun verdiği sinyalleri anlayabiliyorsa ve tuvalete gittiğini söyleyebiliyorsa

Tuvalete gitmekle tuvaleti kullanmak arasındaki bağlantıyı bulabilirse tuvalet eğitimine hazır demektir.

Yukarıdaki işaretlerin hepsinin birlikte olması gerekmez.

Tuvalet eğitiminde nelere dikkat edilmelidir?

Tuvalet eğitimi, çocuğun tuvaleti kullanmayı öğrenmesine yardımcı olacak davranış ve becerileri gördükten sonra çocuğu pratik tuvaletle tanıştırarak başlayabilir. Antrenman tuvaletini çocuğun önce antreman tuvaletine oturarak ve bezini takarak kolayca ulaşabileceği bir yere koymak ve hazır olduğunda bezini çıkarıp tuvalete gidebileceğini söylemek çocuğa alışması için zaman tanıyacaktır. tuvalete. Ayrıca, tuvalet eğitimine uygulamalı tuvalet yerine tuvalette başlamak için iyi bir yoldur. Bu nedenle klozet ve basamağı çocuğun rahatça yürüyebileceği ve klozete oturabileceği şekilde konumlandırarak çocuğun tuvaleti rahat ve korkmadan kullanabilmesi önemlidir.

Tuvalet eğitimine tuvalette mi yoksa tuvalette mi başlayacağına karar verdikten sonra, tuvalette altını değiştirme, tuvalete oturma, çocuk tuvaleti olmasa bile bezini çıkarma, uyandığında tuvaleti tuvalete götürme. yatmadan önce tuvalete alışmasına yardımcı olan yöntemlerdir. Yaz, bebeğinizin bezini çıkarmak için iyi bir zamandır. Sıcak hava ve daha az kıyafet, temizliği kolaylaştıracak ve çocuğunuzu soğuk algınlığı endişesinden kurtaracaktır. Ebeveynler, tuvaleti kullanmanın gündüzleri geceden daha kolay olduğunu hatırlamalıdır.

Ebeveynlerin tuvalet eğitimi sürecinde anlayış ve sabır göstermeleri çok önemlidir. Bazı çocuklar çok çabuk alışırken, bazılarının tuvalete alışması daha uzun sürebilir. Zorlanmaması ve bu süreçte meydana gelen kazalardan dolayı çocuğun suçluluk duymaması ruh sağlığı açısından önemlidir. Tuvaleti tuvalete çevirmek, bezden kurtulmak başarı veya başarısızlık olarak gösterilmemeli, ödül ve cezalar kullanılmamalıdır. Çocuğun tuvalet eğitimine hazır olduğuna dair sinyaller izlenip doğru zamanda başlatıldığında tuvalet eğitimi kısa sürede ve daha az zorlukla tamamlanacaktır.

Anne sütü nasıl arttırılır ve saklanır?

Anne sütü üretimini artırmak için annenin bu konuda yeterli desteği almaya istekli ve kendinden emin olması gerekir. Bu destek hem aile üyeleri hem de sağlık personeli tarafından sağlanmalıdır. Doğum sonrası erken beslenme, sık emzirme ve düzenli emzirme süt üretimini artırmada önemli faktörlerdir. Yeterli sıvı alımı önemlidir. Doğumdan hemen sonra sahte biberon kullanmak, annenin isteksizliği, mutsuzluğu ve kaygısı ve etkisiz emzirme süt üretimini azaltacaktır.anne sütü

Ne yapılmalı?

Anne sütü çok ekonomik, uygun fiyatlı, taze ve saftır. Bu nedenle, emzirmeye ilişkin politika ve sosyal eylemler yoluyla yaygınlaştırılması ve farkındalığın artırılması için çaba gösterilmesi gerekmektedir. Doğumdan önce ve sonra anne desteklenmeli ve emzirmeye teşvik edilmeli ve bunu sağlamak için onu denetleyen hemşireler her aşamada eğitilmelidir.

Ayrıca anne sütü, yeni doğan bebeklere ilk 6 ay boyunca ihtiyaç duydukları tüm besin maddelerini sağlayabilecek en iyi besindir. Tüm anneler bebeklerini başarılı bir şekilde emzirmek için yeterli süt üretme yeteneğine sahiptir. Birçok annenin aynı anda iki bebeği emzirmeye yetecek kadar sütü vardır.

– Mümkünse doğumdan hemen sonra anne ile bebek arasında ten tene temas sağlanmalı ve bebek doğumdan sonra 1 saat anne sütü ile beslenmelidir.

– Özellikle günde 8 defa olmak üzere sık ve kısıtlamasız emzirme, süt verimini artırmak için önemlidir.

– Emzirmenin etkili ve sürekli olması için bebeğin memeyi iyi tutarak doğru teknikle emzirmesi gerekir. Anne bebeği ile aynı odada kalmalı ve özellikle geceleri emzirmeye devam etmelidir.

– Annenin susadığında su içmesi, sağlıklı ve yeterli beslenmesi, kafeinli içecekler, alkol ve sigaradan uzak durması, bebek uykudayken dinlenmesi sütün artması için çok önemlidir.

-Memeyi iyice boşaltmak (emzirme sonrası, bunun için el veya makine ile memeyi pompalamak), memeye masaj ve sıcak kompres yapmak gerekir.

– İlk 6 ay bebeğe sadece anne sütü verilmeli ve anneye bu konuda destek verilmelidir.

– Altı aydan sonra anne sütünün uygun tamamlayıcı besinler ile iki yaşına kadar devam ettiği konusunda bilgilendirilmelidir.

Anne sütü uzun süre saklanabilir mi?

Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezlerine (CDC) göre, taze sağılmış anne sütü oda sıcaklığında (25 derece) 4 saat, buzdolabında 4 gün ve tercihen dondurucuda altı ay, ancak 12 aya kadar saklanabilir. . …

Kalp Hastalığı Olan Çocuklara Yaklaşım

Doğuştan kalp kusurlarının tedavisine geç kalmayın!

Anneler ve babalar için hiç şüphesiz bebeklerinin sağlığı son derece önemlidir. Özellikle “Çocuğunuzun kalp sağlığı …” sözleriyle başlayan her cümle, anne babanın kalbini uyandırmak için yeterlidir. Ancak günümüzde doğuştan kalp kusurlarının (KKH) nedenleri, erken teşhisi ve tedavisine yönelik araştırmalarda önemli ilerlemeler kaydedilmiş ve çok daha başarılı sonuçlar sağlayacak bu çalışmalar tüm hızıyla devam etmektedir. Anadolu Sağlık Merkezi Kardiyovasküler Cerrahi ve Pediatrik Kardiyoloji uzmanlarından yenidoğanın kalbi hakkında önemli bilgiler aldık.çocuk kalp hastalıkları, çocuk kalp hastalıklarında tedavi, kalp hastalığı olan çocukların tedavisi

Özellikle bazı durumlarda IHD daha yaygındır. Örneğin hem anne hem de bebekle ilgili faktörler hastalanma olasılığını artırabilir. Annede doğuştan kalp kusuru varsa, diabetes mellitus varsa veya annede hamilelik sırasında grip olmuşsa (kızamıkçık gibi), hamileliğin ilk aylarında kullanılan bazı ilaçlar bebekte koroner arter hastalığı görülme sıklığını artırabilir. Bu nedenle yüksek riskli anneler ve bebekleri (fetüsler) hamilelik sırasında ek tetkikler olabilir ve daha dikkatli izleme gerekir.

Yenidoğan dönemindeki anomaliler arasında kalp hastalığı ilk sırada yer almaktadır. Belirtiler iki gruba ayrılabilir: morarma veya morarmasız kalp hastalığı. Kalbin odaları arasında bir deliğin varlığı, istatistiklerle gösterilen yaygın koroner arter hastalıklarından biridir. Doğuştan kalp anomalileri çok yaygın olmasına rağmen, büyük resim endişe verici olmamalıdır çünkü neredeyse tüm koroner arter hastalıkları tedavi edilebilir. Bu alanda uzman merkezlerde ve deneyimli ekiplerde İHD rahimde bile tespit edilebilmekte ve bu aşamadan sonra uygun tedavi planlanarak önlem alınmaktadır. Bazı hastalıklar için sorunun ciddiyetine göre doğumdan hemen sonra bebeğin tedavisine müdahale etmek mümkündür. Acil müdahale gerektirmeyen hastalıklar için hasta izlenir ve ameliyat daha sonra planlanabilir.

Rahimde nasıl görülür?

Günümüzde iskemik kalp hastalığı tanısı anne karnında bile teşhis edilebilmektedir. Gebeliği kadın doğum uzmanları tarafından takip edilen annelerde ayrıca ikinci kademe ultrason ile de kalp taraması yapılır. Şüphe durumunda hastalar, kalp durumlarını değerlendirmek için pediatrik kardiyologlara yönlendirilir. Böylelikle anne karnında ekokardiyografi (fetal ekokardiyografi) yapılarak çocuğun koroner arter hastalığı olup olmadığını belirlemek mümkündür. Fetal ekokardiyografi erken (11-14 hafta) yapılabilse de ideal zamanın 18-22 hafta olduğunu söyleyebiliriz.

Polikistik Over Sendromu ve Annelik

Kadınları endişelendiren “polikistik over sendromu”, yumurtalıklarda çok fazla yumurta birikip büyüyemediğinde ortaya çıkan hormonal bir bozukluktur. Polikistik over sendromu bir hastalık değil, doğuştan gelen bir özelliktir. İnsülin direnci olan ve dolayısıyla aşırı kilolu kadınlar, polikistik over sendromu geliştirme riski altındadır. PKOS ile ilişkili tüm şikayetler için tedavi açısından ilk etapta kilo vermek için diyet ve egzersiz planı kullanılır. Hastanın yaşam tarzındaki bu değişiklik sadece ideal kiloyu sağlamakla kalmaz, aynı zamanda saç uzamasını da azaltır.polikistik over nedir, polikistik over hatalığı tedavisi, polisttik over belirtileri

İlaç tedavisinin amacı yumurtlamadır.

Tüp bebek aşamasına geçmeden önce iki aşamalı bir tedavi süreci gerçekleştirilir. Hasta ideal kilosuna ulaştığında ilk aşamada yumurta üretimini sağlamak için süreç ilaçla başlar ve genellikle 3 döngü halinde planlanır. Bu aşamada hastanın insülin direncini azaltan ilaçlar da tedaviye eklenebilir. Tedavi sonunda yumurtlama meydana gelirse, hastanın doğal bir ilişki içinde bile çocuk sahibi olma şansı vardır. Ancak yumurtlama sağlanamazsa bu sefer tedavinin ikinci aşaması başlar; yani enjeksiyonlar ve aşılar.

Yaş önemlidir

En kaliteli yumurta gelişimini sağlamak için iğne tedavisi yapılır. Böylece bir veya daha fazla yumurta olgunlaşır ve çatlar. Bu tedavi sırasında aşılama açısından erkekten alınan spermler daha kaliteli olması için laboratuar koşullarında yoğunlaştırılır ve en ideal döllenme için yumurtanın kırıldığı saatlerde yumurtaya en yakın yerde bırakılır. … Enjeksiyonlar ve aşılar da 3 döngü halinde verilebilir. Elbette bu aşamalarda tedavinin en büyük rakibinin “yaş” kriteri olduğunu hatırlatmalı ve şunu vurgulamalıyız: Hastanın doğum geçmişinde herhangi bir ek risk faktörü varsa (ileri yaş, ameliyat öyküsü, tüp tıkanma, vb.) belirtilen bazı adımlar bir sonraki adıma atlanır. Örneğin hasta 35 yaşın üzerindeyse ilaç, iğne ve aşılarla başarı şansı çok düşük olacağı için doğrudan tüp bebek tedavisine başlanabilir. Bu hastalarda tüp bebek tedavisindeki başarı oranları diğer aşamalı tedavilere göre daha yüksektir.

Denemek için birden fazla şans var

Tüp bebek tedavisi ile daha fazla yumurta gelişimi sağlanır. Dolayısıyla birden fazla deneme şansı veren bir yöntemdir. Bu tedavi ile yumurtanın uyarılması nispeten düşük dozlarda ilaçlarla yapılabilmekte ve ortaya çıkan yumurtalar toplanmaktadır. Bununla birlikte, polikistik over sendromlu hastaların yumurta sayısı beklenenden daha yüksekse, bazı riskler ortaya çıkabilir. Onlardan biri; Çok sayıda yumurta ile oluşan embriyoların rahme yapışma şansı azalır. Diğeri yumurtalıkların aşırı uyarılmasıdır.

Yumurtalar önce dondurularak rahim ve vücut dinlendirildikten sonra transfer edilir.

Risklerden kaçınmanın yolları vardır. Taze transfer yerine, ortaya çıkan yumurtalar mümkün olan en iyi aşamada dondurulur ve bir sonraki adet döngüsüne kadar saklanarak rahim ve vücudun dinlenmesine izin verilir. Böylece hem hormonal dengenin normal fizyolojik sınırlara ulaşması için zamana ulaşılır. Bu rahim uykusu tekniği ile hastanın gebe kalma olasılığı da artmaktadır. Tüm bunlara rağmen ilk denemede gebelik oluşmadıysa daha önce kullanılmamış embriyolar ile yeni denemeler yapılabilir (5-10 yıla kadar saklanabilirler). Bu bakımdan tüp bebek tedavisinin kadınlara defalarca şans veren bir yöntem olduğunu tekrar belirtelim.

Doğum kontrol hapı almayı bıraktığınızda ne olur?

Etkileri tüm kadınlar için aynı hissedilmese de, hapı almayı bıraktıktan sonra vücudunuzdaki birçok şey değişir. Hamile kalmak istiyorsanız veya tıbbi nedenlerle … Doğum kontrol hapı almayı bıraktıktan sonra hormonal ve fiziksel değişiklikler yaşayacaksınız. En azından harekete geçtiğinizden emin olmak için bu değişikliklerin neler olabileceğini görmek ister misiniz?

# 1 Adet ağrılarını ve kramplarını artırın

Pek çok kadın, SCI’den kaçınmak için doğum kontrol hapları kullanmayı tercih ediyor. Ancak bu ilaçları bıraktıktan sonra çeşitli sorunlar ortaya çıkar. İlaca başlamadan önce şiddetli ağrı ve kramp yaşadıysanız, ilacı almayı bıraktıktan sonra aynı döngüye girme olasılığınız yüksektir.doğum kontrol hapı, doğum kontrol hapı kullanımı, doğum kontrol hapının faydaları

# 2 kilo kaybı

Bilimsel araştırmalar, doğum kontrol haplarını bırakan kadınların üçte birinin kilo verdiğini, üçte birinin kilo verdiğini ve üçte birinin aynı kaldığını göstermektedir. Bu kilo sorunları; Hormonlar, beslenme ve su tutma gibi durumlardan kaynaklanabilir. Doğum kontrol haplarını bıraktıktan sonra kilo kaybı esas olarak sudan kaynaklanacaktır.

# 3 Göğüs değişiklikleri gözlemlenebilir

Doğum kontrol hapları, progesteron ve östrojen hormonlarının üretimini tetikleyebilir. Bu tetikleyici ile göğüslerinizin büyümesini hissedebilirsiniz. İlaç kesildiğinde ters etki yapar; yani, göğüslerinizin kasıldığını hissedebilirsiniz.

# 4 Artan vajinal akıntı

Doğum kontrol hapları vücutta yumurta üretimini baskılar. Bu vajinal salgıların üretimini engeller. İlaç kullanmayı bıraktıktan sonra yumurta üretimi normalleşecek ve daha fazla vajinal akıntı üretilecektir.

DOĞUM KONTROL HAZIRLIKLARININ YAN ETKİLERİ VAR MI?

# 5 Libidoyu artırın

Doğum kontrol hapı kullanan kişilerin en yaygın şikayeti libidodaki azalmadır. Bu, tüm kadınların aynı sorunu yaşadığı anlamına gelmez ve hatta bazı kadınlar için tam tersi bir etkiye sahip olabilir ve cinsel dürtüyü artırabilir.

Doğum kontrol haplarının neden olduğu testosteron seviyelerindeki düşüş, cinsel yaşamınızı olumsuz etkileyebilir. Ayrıca ilaç alırken vajinal kuruluk oluşabilir. İlaç kesildiğinde bu sorunlar ortadan kalkar ve libido artar.

# 6 Şiddetli PMS Belirtileri

İlacı almadan önce her ay PMS tüketiyorsanız, ilacı almayı bıraktıktan sonra aynı sorunlarla karşılaşmanız muhtemeldir. Baş ağrısı, göğüs hassasiyeti, açlık gibi semptomların çoğuna hazırlıklı olmalısınız.

DOĞUM KONTROL TABLETLERİ NEDEN KULLANILIR?

# 7 Hamile kalabilirsiniz

İlacı bıraktıktan sonra herhangi bir doğum kontrolü kullanmazsanız hamile kalma şansınız artacaktır. Ancak bu, kullanılan ilaca bağlı olarak değişebilir. Vücudunuzun belirli doğum kontrol haplarından kurtulması birkaç ayı bulabilir.

# 8 Akne Oluşumu Tetiklenebilir

Akne oluşumunu önlemek için bazı kadınlar doğum kontrol yöntemi kullanır. Ancak ilaç kesildikten sonra sivilce sorunları tekrarlayabilir. İlaç kullanımı ile görülen testosteron düzeylerinde azalma sivilcenin oluşmasını engellerken, ilaç kesildikten sonra hormon düzeylerinde meydana gelen değişiklikler sivilceyi yeniden tetikleyebilir.

BEBEKLERİN PİŞİKLERİ NASIL GEÇER?

Pişiklere tıp dilinde amonyak dermatit ismi verilir. Popo, kasıklar ve dış cinsel organın idrar içerisindeki bulunan ürenin, bir süre sonra amonyağa dönüşerek cildi tahriş etmesine denir. Cildin yüzeyindeki ince yapıda olan, koruyucu yağ tabakası nem ve atıklarla tahriş olur. Pişik geçirme neredeyse her çocukta görülür. Bunu önlemek için, önceden büyüklerimiz, bebeklerin altına atıkları emebilecek ve cildi kuru tutacak yaprak, toprak ve daha sonra benzer koymuşlardır. Bu süre içerisinde bezler kullanılmaya başlamıştır. Bu seçimlerde de dikkat edilmesi gerekiyor.bebek pişiği geçirme, bebeklerin pişiklerini geçirme yöntemleri, bebeklerin pişik sebepleri

 Pişiğe Ne Sebep Olur?

Candida Albicans adı verilen mantarın oluşumundan kaynaklanır. Mantar, idrar ve dışkının kimyasını çok sevdiği için, nemli ve ılık bölgelerde çoğalır.  Genellikle,  alt bezinin, bebeğin tenine dokunduğu noktada hafif kabartılı kızancıklar biçiminde ortaya çıkar.  Daha fazla ileri gittiği zaman, kızarıklığın yerine küçük şişlikler ve Daha sonrasında da su dolu kabarcıklar alır. Bu durum, bebeğe acı veren değişiklikleri gözükebilir. Eğer pişik enfekte olursa,  bu deri döküntüleri parlak kırmızı renk olup genişleyebilir. Küçük kırmızı döküntüler,bezin temas alanından dışarı çıkarak yayılabilir.  bu problemen çok 9 ile 12 ay arası görülür. İlk olarak anüs etrafında başlar. Penis altı, kasık kıvrımları, testis gibi kızlarda da büyük dudakların üzerinde kızarıklık ve başlar. Daha sonrasında diğer bölgelere yayılabilir. Bölgesinde meydana gelen yanma kaşınma batma hisleri, çocukta bir süre Ağlama huzursuzlanmaya sebep olur.

Bebeklerde Pişiği Önlemenin Yolları:

Pişiği önlemek için,  tedavi etmenin temel kuralı: Bezin temas ettiği alanın kuru, temiz, serin ve havalandırılmış olmasıdır. Bebeğin altı sıklıkla değiştirilmelidir. Bezin, belirli süre açık tutulması gerekir. Ayrıca Bebeklerde pişik Bölgesinin hava ile teması oldukça önemlidir.  Bebeğin kilosuna uygun çocuk bezi alınması gerekir. Her büyük tuvaletini bitirdikten sonra altı ılık suyla temizlenir. Bez bölgesinde temizlik yapılırken, Ilık suya batırılmış Pamuk ve çok hafif köpürmeyen bir dezenfektan sabun ile Duru suyla yıkanıp idrar ve dışkılardan, yumuşak hareketlerle aldırılmalı. Bunun dışında kullanılan pişik pudraları, kaliteli, olmalıdır. Ayrıca kullanılan çocuk bezi de çocuğunuzun belini sıkmamalıdır.